HAKKIMIZDA

DATCA'nın dili olsada konuşsa derler ya.. Bizim hakkımızda en iyi şeyi önce DATCA söylerdi. dili olsada konuşsa.. O güzelim koyları, tarih kokan sokakları, mis gibi havası bizi bir anlatsa.. İşte en iyi o anlatırdı bizim datcalılıgımızı.. En iyi hakkımızı o verirdi yigiti öldürmeden...

Yüregimizdeki ölümsüz DATCA'yı ancak o anlatırdı sevgi dolu ve ancak DATCA anlatırdı 3 beyazının kutsallıgını nasıl yüregimizde hissettigimizi; balıgını, balını, bademini..

DATCA o güzelim oksijen esintisiyle bizi fısıldaya dururken dogaya yaşama.. Bizim kişiligimizi güvenilirligimizi birde datcalılara sorun.. DATCA'nın ekmeğini yerken insanlarına hizmet sunmak için nasıl çırpındıgımızı sorun.

2001 yılında kurdugumuz bu işyerinde onların güven ve sevgileriyle nasıl buyudügümüzü sorun. DATCA'lı onlarca, yüzlerce, binlerce kişiyi nasıl kucaklayıp fortföy yarattıgımızı sorun.

Bu küçük sevimli DATCA'nın koylarıyla, tarihiyle, kısaca her türlü eşsiz güzelligiyle dünyaya nasıl açılıp kucaklaşma serüveni yaşadıysa bizimde portföyümüzü yurtdışına nasıl taşıdıgımızı sorun..

Kısaca bizi bize degil DATCA ve DATCALILARA sorun...